Hayat, bazen beklenmedik anlarla doludur. Bu anlar, insanları derinden etkiler ve onları yeniden hayata bağlayacak bir yolculuğa çıkartabilir. Sivas'ta yaşayan 40 yaşındaki Ayşegül Yücel, geçirdiği zorlu süreçle tüm bu sözleri kanıtlar nitelikte bir hikaye yaşadı. Kanser teşhisi konulan genç kadın, tedavi sürecinde fiziksel ve ruhsal olarak yıprandı, ancak doktorunun tavsiyelerine uyarak hayatında yeni bir sayfa açmayı başardı. İşte Ayşegül'ün azim dolu o hikayesi:
Geçtiğimiz yıl sıradan bir gün geçiren Ayşegül, vücudunda bazı tuhaf değişiklikler hissetti. Gelişen belirtiler üzerine doktora başvurduğunda ise aldığı sonuç hayatını altüst etti. Meme kanseri teşhisi konulan Yücel, ilk başta yıkıcı bir darbe aldığını düşündü. Ancak zamanla bu hastalığın kendisine öğretmek istediklerini anlamaya başladı. "İlk başta çok korktum. Hayatımın son bulabileceğini düşündüm," diyor Ayşegül. "Ama sonra kendimi toparladım ve savaşa karar verdim."
Ayşegül, hastalığın tedavisinde yalnızca fiziksel olarak değil, ruhsal olarak da güçlü kalmaya çalıştı. Tedavi sürecinde doktorunun önerileri doğrultusunda beslenme düzenini değiştirdi. Kendi mutfağında sağlıklı tarifler hazırlamaya, organik gıdalar tüketmeye başladı. Sportsal aktivitelerle kendisini aktif tutarak hastalığıyla mücadele etti. "Sağlıklı yaşamak ve kendime dikkat etmek bana çok şey kazandırdı," diyor. "Üzerime düşen ne varsa, yaptım."
Başarıyla tamamladığı tedavi sürecinin ardından kontrol amaçlı düzenli muayenelere girmeye başladı. Doktorları, yaptığı sağlıklı yaşam değişikliklerinin tedavisinin başarısında büyük rol oynadığını belirtiyor. Kanser, Ayşegül için önemli bir ders olmuştu. Bu süreç sonunda hayata daha farklı bir gözle bakar hale geldi. "Artık hayatta her şeye daha fazla değer veriyorum," diyor. "Kendime, aileme ve çevreme karşı daha duyarlıyım. Hayat çok kıymetli."
Ayşegül, tedavi sürecinde sadece kendisiyle değil, aynı zamanda melek gibi bir aile desteği ile mücadele etti. Eşi ve çocukları, her anında yanındaydılar. "Ailem olmadan bu süreci atlatamazdım. Onların bana olan inancı, benim de kendime inanmamı sağladı," diyor Yücel. Kanseri yendikten sonra bu deneyimlerinden yola çıkarak, hastalıkla mücadele eden diğer insanlara da destek olmaya karar verdi. Sivas'ta düzenlenen etkinliklerde kanser farkındalığını artırmak adına konuşmalar yapmaya başladı. "Herkese umut vermek istiyorum. Ben başardım, siz de başarabilirsiniz," diyerek enerjisini tüm kanser hastalarına aktarmak istediğini belirtip gülümsemektedir.
Ayşegül Yücel'in bu hikayesi yalnızca bir kanser mücadelesi değil, aynı zamanda azmin ve umudun simgesidir. Türkiye'nin dört bir yanındaki kadınlara destek olmayı, onlara ilham vermeyi hedefliyor. Bugünlerde Sivas'ta bir araya gelen kanser hastaları için düzenlenen etkinliklerde, yalnızca kendi hikayesini değil, diğer insanların tecrübelerini de dinleyerek dayanışmayı artırmayı amaçlıyor.
Kanser tedavisinde sağlıklı yaşamın ne denli önemli olduğunu vurgulayan Yücel, beslenme alışkanlıklarının farkına varılması gerektiğinin altını çiziyor. "Hastalıklar sadece bedensel değil, ruhsal mücadele de gerektirir. Kendinize bakmayı unutmayın. Hayat çok kıymetli," diye sonlandırıyor hikayesini. Ayşegül Yücel, yaşadığı zorlu süreçle sadece kendi hayatını değil, çevresindeki birçok insanın hayatına da dokunmaya devam ediyor.
İşte Sivas'ta yeniden hayat bulan Ayşegül Yücel'in hikayesi; azim, umut ve kişisel dönüşümün sembolü oldu. Kanserle mücadelede verdiği mesajlar, yalnızca Sivas değil, tüm Türkiye'ye yayılarak büyük bir farkındalık yaratmaya aday. Hayatında yeni bir sayfa açan Ayşegül Yücel'in ilham verici yaşamı, sadece kendi hikayesi değil; aynı zamanda tüm kanser hastalarına umut veren bir destanın başlangıcıdır. "Yaşamak harika," dediği sözleriyle, hayatının ne denli kıymetli olduğunu bir kez daha bizlere hatırlatıyor. Ayşegül, güçlü duruşu ve umuduyla, birçok insana ışık olmaya devam ediyor.