Yemen'deki Husiler, beklenmedik bir şekilde İsrail'in en büyük ve önemli havalimanı olan Ben Gurion Havalimanı'na füze saldırısı düzenlediklerini açıkladı. Bu olay, bölgedeki gerginlikleri artırırken, uluslararası güvenlik endişelerini de yeniden gündeme getirdi. Saldırıdan sonra hava trafiği durduruldu ve güvenlik önlemleri artırıldı. Havalimanının stratejik önemi ve saldırının getirdiği jeopolitik sonuçlar, bu olayın ne denli çarpıcı olduğunu gözler önüne seriyor.
24 Ekim 2023 tarihinde gerçekleştirilen saldırıda, Husiler, "Cevap Zamanı" adı altında bir kampanya başlattıklarını ve hedef olarak İsrail’in önemli noktalarını seçtiklerini açıkladı. Ben Gurion Havalimanı, hem sivil hava trafiği için hem de uluslararası diplomasi açısından büyük bir öneme sahip. Havalimanına yönelik füzeler, bölgedeki gerilimi bir kat daha artırarak, İsrail’in güvenlik stratejilerini de sorgulanır hale getirdi. Husi liderleri, bu saldırının, İsrail'in bölgedeki saldırganlıklarına bir cevap olduğunu belirtti.
Saldırı sonrası, İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) hemen havalimanı çevresindeki güvenlik önlemlerini artırdı ve sivil uçuşları askıya aldı. Olay, yalnızca askeri bir hedef değil, aynı zamanda sivil yolcuların güvenliğini tehdit eden bir durum olarak büyük bir endişe yarattı. Havalimanındaki durumu kontrol altına almak için çeşitli güvenlik güçleri ve emniyet birimleri hızlı bir şekilde devreye girdi.
Olayın ardından dünya genelinde birçok ülke, Husilerin gerçekleştirdiği füze saldırısına tepki gösterdi. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, bu tür saldırıların uluslararası hukuku ihlal ettiğini ve sivil havacılık için olan tehditleri göz önünde bulundurarak, durumu kınadı. Ayrıca, bu durumun bölgede daha geniş bir savaşa dönüşme riski taşıdığı konusunda uyarılar yapıldı. Analistler, Husilerin bu tür saldırılarla sadece İsrail’i değil, aynı zamanda Orta Doğu'daki güç dengelerini de sarsmayı hedeflediği görüşündeler.
İsrail yönetimi, saldırının arkasındaki nedenleri ve Husilerin imkânlarını inceleyerek, gelecekteki olası saldırılara karşı daha sert önlemler almayı planlıyor. Husi hareketinin, İran’dan aldığı destekle birlikte, bu tür askeri teçhizatları kullanabilme kapasitesinin artması, Orta Doğu’daki dengeleri tehdit etmeye devam ediyor. Uluslararası gözlemciler, bu durumun, bölgedeki ülkelerin kendilerini güçlendirmesi ve askeri harcamalarını artırmasıyla sonuçlanacağı öngörüsünde bulunuyor.
Sonuç olarak, Husilerin gerçekleştirdiği Ben Gurion Havalimanı’na yönelik füze saldırısı, Orta Doğu’daki gerginlikleri bir kez daha gün yüzüne çıkardı. Sivil havacılığın güvenliği açısından ciddi endişeler barındıran bu durum, bölge ülkelerinin aldığı önlemleri ve gerekirse birleşik cevaplar verme potansiyelini ortaya koyuyor. Önümüzdeki günlerde, bu olayın siyasi sonuçları ve güvenlik politikaları üzerindeki etkileri daha net bir şekilde görülecektir. Türkiye, Avrupa ve ABD gibi ülkeler, durumu yakından takip ediyor ve duruşlarını netleştirmek için hazırlık yapıyor.