Bayramlar, toplumsal hayatın en önemli ve coşkulu kutlamalarından biridir. Ailelerin bir araya geldiği, sevginin, paylaşmanın ve birlikteliğin ön planda olduğu bu özel günlerde pek çok çocuk, ne yazık ki bayramın anlamından oldukça uzakta, çalışmak zorunda kalıyor. Türkiye’de, özellikle ekonomik zorlukların arttığı son yıllarda, çocuk işçiliği sorunu giderek daha fazla önem kazanmaktadır. Bayram günleri, bu sorunla daha da belirgin hale geliyor. Çocukların bayramda çalışmaları, hem sosyal hem de ekonomik açıdan çok ciddi bir problem haline geliyor.
Çocuk işçiliği, çocukların fiziksel ve zihinsel gelişimlerini olumsuz yönde etkileyen, yasalarca yasaklanmış olan bir durumdur. Ancak hâlâ birçok çocuk, ailelerinin geçimini sağlamak, eğitim masraflarını karşılamak ya da aile bütçesine katkıda bulunmak amacıyla iş gücü piyasasına dâhil olmaktadır. Bu da, toplumun genel yapısına ciddi zararlar vermekte ve gelecek nesillerin eğitim hakkını kısıtlamaktadır. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre, her yıl on binlerce çocuk, çeşitli sektörlerde çalışmak zorunda kalmaktadır. Bu çocuklar arasında, özellikle tarım, inşaat ve hizmet sektörleri öne çıkmaktadır.
Bayramlar, özellikle çocuk işçiliği açısından korkutucu bir tablo sunmaktadır. Pek çok aile, bayram gibi özel günlerde çocuklarını çalıştırmakta herhangi bir sakınca görmemektedir. Bu durum, hem çocukların çocukluklarını yaşayamamalarına hem de bayramların ruhunun zedelenmesine yol açmaktadır. Çalışan çocuklar, genellikle ailelerinin veya komşularının iş yerlerinde, pazar yerlerinde, yol kenarlarında veya terzilerde iş yaparak bayram için gereken gelir elde etmeye çalışmaktadır. Aile büyüklerinin, çocukların bu tür işlerde çalışmasını meşrulaştırmaları, toplumda kökleşmiş olan bazı geleneklerin etkisiyle daha da yaygın hale gelmektedir.
Özellikle kırsal bölgelerde, çocukların tarım işlerinde çalışması yaygındır. Bu çocuklar, kendi bayramlarını yaşamak bir yana, uzun saatler boyunca tarlada çalışarak hem kendilerinin hem de ailelerinin geçimini sağlamak zorundalar. Bu durum, eğitim hakkı başta olmak üzere, çocukluklarının en güzel dönemlerini yaşama fırsatını da ellerinden almaktadır. Bayram dönemindeki bu yoğun çalışma, çocukların gelecekleri için ciddi bir tehlike oluşturmaktadır.
Çocuk işçiliği ile mücadelede toplumsal farkındalık büyük bir öneme sahiptir. Doğru eğitim ve bilinçlendirme ile bu sorunun üstesinden gelinmesi mümkündür. Okul çağındaki çocukların, okuldaki eğitimlerine devam etmelerine yardımcı olmak, ailelerin onlara destek olması gerekmektedir. Bu doğrultuda sivil toplum kuruluşlarının ve devletin destekleyici politikalar geliştirmesi şarttır. Özellikle bayram dönemlerinde, çocukların çalıştırıldığı alanlarda denetimlerin artırılması ve hızlı yaptırımların uygulanması, bu sorunun önüne geçecektir.
Ayrıca, bayram döneminde çocuk işçiliği sorununa dikkat çekmek amacıyla kampanyalar düzenlenebilir. Medyanın bu konuyu gündeme taşıması, kamuoyunun bilinçlenmesine ve bu durumun önlenmesine yardımcı olacaktır. Unutulmamalıdır ki, çocukların bayram sevinçlerini yaşarken, aynı zamanda sosyal ve duygusal gelişimlerinin de desteklenmesi gerekmektedir. Her birey, bir çocuk işçiliği konusuyla karşı karşıya kaldığında, yapılandırıcı bir tavır takınarak bu olumsuz duruma dur demelidir.
Sonuç olarak, bayramlarda çalışan çocuklar, sadece bir sayı değildir; her biri hayatı boyunca unutulmaz anılara ve deneyimlere sahip olma hakkına sahip olan bireylerdir. Bu sorunla birlikte, tüm toplumun harekete geçmesi, çocukların bayramların sevincini yaşayabilmesi için hayati önem taşımaktadır. Unutulmamalıdır ki, geleceğimizi inşa eden çocuklarımızın mutluluğu ve sağlığı, hepimizin sorumluluğundadır. Onların bayram sevincini paylaşmak, daha aydınlık bir gelecek için atılacak ilk adım olacaktır.